Abdullah Muradoğlu Yeni Şafak Gazetesi

“Yakın tehdit”i belirleme hakkı..

Herhangi bir ülkenin kendisine yönelik tehditleri tayin etme hakkı yine o ülkeye aittir. Bir ülkenin bir diğer ülkeye 'yakın tehdit” veya “düşman' tayin etmeye ne hakkı, ne de yetkisi var. Her ülke egemen bir devlet...

06 Eylül 2016 | 99 okunma

Herhangi bir ülkenin kendisine yönelik tehditleri tayin etme hakkı yine o ülkeye aittir. Bir ülkenin bir diğer ülkeye 'yakın tehdit” veya “düşman' tayin etmeye ne hakkı, ne de yetkisi var. Her ülke egemen bir devlet olarak kendi varlığına ve milli çıkarlarına yönelik tehditleri bir bir elekten geçirir ve eleğin üstünde kalan tehditleri öne alır. Dolayısıyla Türkiye, millî varlığına ve bütünlüğüne yönelik 'yakın' veya 'uzak' tehditlerle her egemen devlet gibi mücadele etmekle mükelleftir. Bir başka devlet için “yakın tehdit” sayılan, bir diğer devlet için hiç tehdit olmayabilir veya “uzak tehdit” de olabilir. Bu gibi durumlarda bir ülke o tehditle arasındaki mesafeye göre, tehdidin niteliğine göre bir pozisyon alır. Nitekim her ülke de böyle yapıyor.

Ancak, bir ülkenin dostlarından ve müttefiklerinden sözkonusu yakın tehditler karşısında anlayış ve destek beklemek de en tabii hakkı. Türkiye'nin “yakın tehdit” olarak nitelediği örgütler ve gelişmeler karşısında ABD ve Batılı devletlerin gösterdiği tepkilerin niteliği bu dostlukların sorgulanmasını gerektirecek cinsten. Ülkemizin “FETÖ”, “PKK-YPG” veya “IŞİD” gibi unsurlarla mücadelesi kimi ülkelerce farklı tepkilerle karşılanıyor. IŞİD'le mücadeleyi alkışlayanlar iş “FETÖ”ye, “YPG”ye gelince nedense yüzlerini ekşitiyorlar.

Bütün bu tehditler ölçekleri ve etki alanları farklı olsa bile ülke güvenliğimizi ilgilendiriyor. Sınırlarımızın içinde veya hemen ötesinde cereyan eden gelişmelerden doğrudan etkileniyoruz. Türkiye Moğolistan'da veya İzlanda'daki bir tehditle değil kendi içinde ve sınırlarındaki tehditlerle mücadele ediyor. Muhatap olduğu tehditlerin boyutlarını takdir etmek de Türkiye'nin hakkı. Türkiye'nin 'dostları' veya 'müttefikleri' destek olmuyorlarsa bile, köstek de olmamalıdırlar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump Amerika’yı ‘dışarı’ çıkarabilecek mi? 19 Kasım 2024 | 70 Okunma İsrail’e ‘koşulsuz destek’ Harris’e kaybettirdi 17 Kasım 2024 | 53 Okunma Demokratlar’ın “Ginsburg” sendromu! 12 Kasım 2024 | 40 Okunma Demokratlar “Trump şoku”nu atlatabilecekler mi? 10 Kasım 2024 | 67 Okunma Rusya ve Çin kimi ABD Başkanı olarak görmek ister? 05 Kasım 2024 | 182 Okunma