“Çin” ve “ABD” arasında karşılıklı olarak yeni gümrük tarifeleri Eylül başı itibariyle yürürlüğe girdi. Aralık ayında da ikinci dalga tarifeler gelecek. ABD Başkanı Trump, Çin -ABD ticaretinde Amerikalıların kaybettiğini, Çin’in ise haksız kazanç elde ettiği görüşünü savunuyor. Trump kartları yeniden dağıtmak istiyor ve Çin ile müzakereler yoluyla ABD’ye ticari ayrıcalıklar talep ediyor. Çin ise ‘zayıflık işareti’ olarak algılanabilecek nitelikte tavizler vermeye yanaşmıyor.
Binlerce ürüne getirilen ek gümrükler Çin sanayisini ve Amerikan tarımını olumsuz etkiliyor. Bunun iç siyasete yansımaları olacaktır. ABD’de 2020’de başkanlık seçimleri var. Tarifelerden zarar gören “Kırsal Amerika” Trump ve “Cumhuriyetçiler” için önemli destek kaynağıydı. Bu yüzden “Ticaret Savaşları” seçim kampanyalarının en tartışmalı başlıklarından biri olacak.
“Yeni Soğuk Savaş” olarak nitelenen yeni durum, küresel ekonomik sistemin krizle paralel olarak seyrettiğini gösteriyor. Uzmanlar dünyanın büyük ekonomilerinin senkronize bir durgunluğa gittiğini savunarak alarm zilleri çalıyorlar. ABD ve Çin arasındaki bu ekonomik savaş, “Yeni Normal” olarak sahneleniyor. Diğer güçlerin de ‘yeni müziğe” ayak uydurmaları isteniyor. Burada sorun, ABD ve Çin dışındaki ülkelerin “dans eşi” olarak kimi seçecekleri.
Küresel sistemin hakim gücü ABD ile “yükselen Çin” arasındaki ekonomik savaş, 19. Yüzyılın son çeyreğinde İngiltere ve Almanya arasındaki ölümcül rekabeti andırıyor. Dünyanın büyük kısmını sömürgeleştiren ve “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak betimlenen İngiltere ile taze güç Almanya arasındaki rekabet 1914’de bir dünya savaşına dönüşmüştü.
Bazı tarihçiler ABD ve Çin arasındaki güç rekabetinin emsalini antik Yunan dönemine kadar götürüyorlar. “Peleponnes Savaşları” olarak bilinen uzun ve yorucu savaşlar, yerleşik, karasal hakim güç Isparta ve yeni gelişen ticaret ve deniz gücü Atina arasında cereyan etmişti. “Yaşlı Isparta”, “Genç Atina”nın yükselmesini kendi varlığı için tehdit olarak algılamıştı. Tehdit algılaması, bu iki güç etrafındaki müttefiklik ilişkilerini de etkiledi. Isparta, Atina’nın ateşini söndürmek isterken, Atina da Isparta’nın yemek borusunu kesmeye çalıştı. Sonuçta rekabet, iki gücü müttefikleriyle birlikte yıkıcı savaşlara sürükledi. Bu savaşlardan çıkarılan ders ise “yerleşik hakim güç” ile “yükselen güç” arasındaki rekabetin eninde sonunda savaşla son bulacağı.
Şi Cinping’in “Yeni İpek Yolu” projesi ‘Çin Rüyası’nın ete kemiğe bürünmesi için hayati önem taşıyor. Proje dünya nüfusunun yüzde 70’ini, küresel ekonomik çıktının yüzde 55’ini ve enerji rezervlerinin yüzde 75’ini temsil eden bir alanı kapsıyor. Çin’in geleceğin en etkin küresel güç olma potansiyeli ABD’yi ürkütüyor. Bu yüzden olsa gerek Trump, her yıl savunma bütçesini artırıyor. İki güç arasındaki rekabetin askerîleştirilmesi halinde dünyayı iyi şeyler beklemiyor.