Rasûlüllah (s.a) birçok hadislerinde, cemaatle namazın muazzam faziletini ve sevabını vurgulamıştır:
“Sizden birisi, güzelce abdest alır ve namaz kılmak için camiye giderse, oraya varıncaya kadar, attığı her adım için, Yüce Allah onu bir derece yükseltir ve bir günahını affeder. Camiye girip, orada kaldığı sürece de, hep namazdaymış gibi sevap kazanır. Oradan ayrılmadığı müddetçe melekler, ‘Allah’ım bunu bağışla, Allah’ım buna rahmet et’ diyerek dua ve istiğfar ederler.” (Buharî, Ezan 30)
“Eğer halk yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa cemaate gelirlerdi.” (İbn Mâce, Mesâcid 18)
“Yedi kişi vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde kendi gölgesinde gölgelendirir. (Bunlardan biri de) tekrar dönünceye kadar kalbi camiye bağlı olan kimsedir.” (Buhârî, Ezan 36)
Rasûlüllah (s.a), ashabına sordu: