“Hasbihâl”; dostça hâlleşme, dertleşme; sohbet, yârenlik, muhabbet, söyleşi gibi anlamlara gelen Arapça “hasb”, Farsça “hâl” kelimelerinden oluşan hoş bir terkip. Gelin bugün biraz hasbihâl edelim…
Bugün Kurban Bayramı’nın üçüncü günü… Teşrik tekbirleri farz namazların ardından dillerimizde:
“Allâhu ekber Allâhu ekber, Lâ-ilâhe ill’Allâhu v’Allâhu ekber, Allâhu ekber ve li’llâhi’l-hamd.”
Zilhicce’nin mübarek ilk on günü (“leyâl-i aşr”: Fecr/2) ve bugünlerde ümmet olarak teslimiyet ve takvâ bilinciyle edâ ettiğimiz hac ve kurban ibadetleri tüm hayırları ile geride kaldı; ancak dört haram aydan ikisi olan Zilhicce ve Muharrem, barış ve huzur içinde Allah’a kulluk etmeye âmâde duruyorlar.
Ümmet-i Muhammed’in köklü kültür ve irfan geleneğinde bayramlar, sıla-i rahim yaparak akraba ve dostları ziyaret edip onlarla hasbihâl etmek, din kardeşleri olarak aramızdaki muhabbet ve meveddeti pekiştirmek, küskünlük ve kırgınlıkları onarıp gidermek için harika bir vesiledir.
Bu bağlamda bayramlaşma geleneğimizi en iyi şekilde değerlendirerek, Müslümanlar arasındaki kardeşlik, sevgi ve dayanışma ruhumuzu tahkim etmemiz gerekiyor.