Yeni Akit gazetemizin organize ettiği Umre ibadetimizi gerçekleştirmek için 160 kardeşimizle birlikte Mekke’de, Mescid-i Haram’dayız;“yeryüzünde Allah’a ibadet için kurulan ilk ev” olan Kâbe’nin etrafında“pervaneler” gibiyiz, “Allah’ın nişaneleri” Safa ile Merve arasında Hacer annemiz gibi “sa’y”dayız, Makam-ı İbrahim’de “musalla”dayız elhamdülillah.
Cidde havaalanında pasaport kontrolü için saatlerce bekletildiğimizi unuttuk bile. Kâbe çevresinin inşaat alanına dönüşmüş manzarasını hiç görmüyoruz. Çünkü gözlerimizi hep iyiye ve iyiliklere, güzele ve güzelliklere odakladık; gönüllerimizi ve kalplerimizi Beytullah’a. Beytullah “Allah’ın evi” demek. Yüce Rabbimizin Kur’ân-ı Kerim’de “beytî: evim” diye nitelediği Kâbe’yi seyretmeye doyamıyoruz. Sadece Tavaf’ta değil, vakit namazlarında da Beytullah’ı görebileceğimiz bir yerde namaza durmak için can atıyoruz.
Burada kendimizi “gurbette” değil, “sılada” hissediyoruz. Zira “Allah’ın evinde” ve “Allah’ın misafirleri”yiz. Peygamberimiz (s), bir hadis-i şerifinde buyuruyorlar ki: “Hacc ve umre yapanlar Allah’ın misafirleridir. O’ndan bir şey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları affeder.” Buradaki kardeşleriniz sizler için dualarda, tevbe ve istiğfarlarda, af dilemelerde bulunuyorlar. Rabbim icabet buyurur ve affeder inşallah.