Aşır Aşır Kur’ân derslerimiz devam ediyor. Maide/67. âyette Efendimizin (s) şahsında ve 78-79. âyetlerde doğrudan hepimize yüklenen tebliğ vekötülükleri engelleme görevini anlamaya çalışalım:
“Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni duyur. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçisi olma görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah kâfirleri doğru yola iletmez.” (Maide/67)
Burada Peygamberimize kesin ve kararlı bir emir veriliyor ve Rabbinin kendisine indirdiği mesajı olduğu gibi duyurması, doğru sözü haykırırken hiçbir yan endişeye kapılmaması isteniyor. Yoksa Peygamberimiz (s), risalet görevini gerektiği gibi yapmamış, iyilik yükümlülüğünün gereğini yerine getirmemiş olur. O’nu insanlardan koruyacak, insanlara karşı sakındıracak olan bizzat yüce Allah’tır.
İnanca ilişkin doğru söz açık açık, dobra dobra söylenip duyurulmalı; böylece tüm gücü ile kalplere işleyerek etkili olmalıdır. Bu sözün karşıtları varsınlar ne isterlerse söylesinler, ne dilerlerse yapsınlar…
İnanca ilişkin doğru söz kesin söylenince, hidayete yatkın kalplerin en ücra köşelerine kadar işler. Fakat eğer esnetilerek söylenirse iman etme yeteneği taşımayan katı kalpleri yumuşatamaz…
O halde doğru söz kesin, kapsamlı ve eksiksiz söylenmelidir. Hidayet ve sapıklık kalplerin bu doğru söze açık olup olmamasına, bu sözü içlerine sindirmeye yetenekli olup olmamalarına bağlıdır; yoksa hak sözün zararına ya da hak söz konusunda yapılacak olan yumuşatmalara, yağcılıklara bağlı değildir.