Eğitim sezonu bitti. Bayram tatili geride kaldı. Şimdi “din”lenme vakti; bedenen ve zihnen dinlenirken “dinimiz” olan İslâm’ı öğrenme-öğretme faaliyetlerini en verimli şekilde yürütme zamanı…
Bilelim ki, Allah ve Resûlü “bize hayat verecek” İslâmî ilkelere uygun bir hayat yaşamamız halinde dünya ve âhiret saadetine ulaşabileceğimizi buyuruyor: “Ey iman edenler! Allah ve Resûlü sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman onlara uyun. Şunu bilin ki Allah kişiyle kalbinin arasına girer. Sonra hiç şüphesiz, hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal, 8/24)
İnsanlığa iki cihan saadetinin kapısını aralayacak ilkeleri içeren Kur’ân’ı ve “yaşayan Kur’ân” olan Resûlullah’ın sünnetini öğrenip yaşayabileceğimiz en güzel mekânlar ise “Allah’ın evleri” camilerimizdir. Evet, Müslümanlar olarak “hayatımızın merkezinde” olması gerekirken “hayatımızın kıyısında” hatta dışında bıraktığımız camilerimiz… Gelin, bize en yakın camimizi çocuklarımızla ve tüm aile efradımızla birlikte...