Abdullah Yıldız Yeni Akit Gazetesi

Hz. Şuayb’ın (a.s) Soygunculara Öğütleri

Şuayb Aleyhisselâm, her peygamber gibi, kavmine önce tevhîdin hakikatini anlattı, sonra da onları, sosyo-ekonomik hayatlarına egemen olan vurgun-soygun-talan düzeninden vazgeçirmeye...

25 Eylül 2018 | 5.674 okunma

Şuayb Aleyhisselâm, her peygamber gibi, kavmine önce tevhîdin hakikatini anlattı, sonra da onları, sosyo-ekonomik hayatlarına egemen olan vurgun-soygun-talan düzeninden vazgeçirmeye çalıştı… 

Kur’ân-ı Kerim, bolluk içinde yaşayan Medyen ve Eyke halkının kurduğu zulüm düzeni ile yolsuzluk ekonomisinin nasıl bir toplumsal fesada, çürüme ve çözülmeye, nihayet topyekûn helâke yol açtığını ibretle anlatır ve peygamberleri Hz. Şuayb’ın (a.s) onlara öğütlerini tüm insanlığın dikkatine sunar: 

“...Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın! Gerçekten ben sizi bir bolluk/refah içinde görüyorum. Ve doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum.” “Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyasını/haklarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın.” “Eğer inanan kimseler iseniz Allah’ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Ve ben sizin üzerinizde bir muhafız da değilim.” (Hûd 11/84-86)

A‘râf suresinin 7/85-86. âyetleri ile Şu’arâ suresinin 181-184. âyetlerinde de benzer öğütler tekrarlanır. Bu âyetlerde açıklandığı üzere, refah düzeyi yüksek olan Medyen ve Eyke kapitalistleri, mikyâl/ölçü, mîzân/tartı ve standartlarla oynayarak insanların eşyalarını; mal-mülklerini, hak-hukuklarını, emek ve sermayelerini çalmakta idiler. Kur’ânî ifade ile onlar, insanların “eşyâsını” (para dâhil birçok “şey”lerini) noksanlaştırıp azaltmaktaydılar. Bu sebeple, Şuayb (a.s), onlara “İnsanların eşyasını eksiltmeyin/çalmayın.” (Ârâf 7/85; Hûd 11/85); “muhsîrîn’den: eksiltenlerden (hırsızlardan) olmayın” (Şuara 26/181) diye öğüt verdi.

Demek; Medyen-Eyke soyguncuları, kelimenin tam anlamıyla muhsir ve mutaffif idiler. “Muhsir”; ölçüyü eksik tutup insanların malını/parasını çalan, “mutaffif” ise; insanlardan bir şey alırken tam, onlara bir şey verirken de eksik ölçen yani ticarette ölçüp tartarken hile yapan kişidir. Bunlar, piyasa oyunları ile ucuza mal kapatıp depolayarak fahiş fiyatla satan karaborsacılar, vurguncular ve dahası, -Taberî Tarihi’nde geçtiği üzere- sahte para basarak paranın değeriyle oynayan kalpazanlardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Gönül Vatan”dan “Müslüman Vakti”ne 19 Kasım 2024 | 76 Okunma Mücahid Âlimler 12 Kasım 2024 | 140 Okunma Âlimler birleşirse ümmet birleşir 05 Kasım 2024 | 98 Okunma Allah’ın İpine Yapışmak 29 Ekim 2024 | 78 Okunma Şehid Yahya Sinvar’ın ardından 22 Ekim 2024 | 168 Okunma