Geçen hafta, İmam Hatip(li)lere yönelik ithamlara cevap olarak kaleme aldığım “Biz İmam Hatipliyiz” başlıklı yazımdan dolayı takdir, teşekkür ve dualarını lütfeden, bu arada teklif ve eleştirilerini de esirgemeyen tüm okuyucularıma selam, dua ve muhabbetlerimi arz ediyorum.
Kimi kardeşlerimizin mevcut İmam Hatip okullarındaki bazı eksikliklere ve aksaklıklara yönelik gözlem ve görüşlerini saygı ile karşılıyor ve tüm takdir, teklif ve eleştirileri, gözbebeğimiz mesabesindeki bu okulları ideal seviyeye çıkarmak, hiç olmazsa yaklaştırmak için ortaya konulan samimi niyet ve gayretlerin yansıması olarak değerlendiriyorum. ‘İmam Hatiplerin dışındaki İslâmî çalışmaları görmemek’, ‘ayrımcılık yapmak’, ‘kendimizi beğenmek’ gibi iddiaları ise yersiz buluyorum.
Bu vesile ile geçen haftaki “Biz İmam Hatipliyiz” başlıklı yazımın, İmam Hatip nesline ve onların şahsında kendini “Müslüman” olarak isimlendiren tüm gençlerimize ideal bir İslâmî kimlik, kişilik ve karakter kazandırma çabalarına katkı sağlamayı amaçladığını bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Evet… Bizim amacımız; İmam Hatip neslini dedelerimizin duası, ana-babalarımızın kapanmayan amel defteri, ülkemizin yarınlarının mimarı, hattaümmetin ve insanlığın umudu haline getirmektir.
Evet… Bizim duamız; davası İslâm, derdi ve dersi İslâm, adı, andı ve aşkı İslâm olan bir nesildir…