Geçenlerde dolapta birikmiş eski dosyalarımı derleyip toparlarken -ki karda kışta evde yapılacak en iyi işlerden biri de budur- bazı yabancı bilim ve sanat insanlarının “ezana, namaza, dua ve ibadete” dair ilginç görüşlerini içeren gazete kupürleri dikkatimi çekti. Siz değerli okuyucularıma aktarmak istedim:
New York Moda Haftası’ndaki defilesinden sonra ABD’li tasarımcı Donna Karan’la görüşen Sabah gazetesi muhabiri Esra Çoruh, ona Türkiye’den geldiğini söyleyince gözlerinin içi parlayan Karan: “Türkiye şimdiye kadar gittiğim en güzel yerlerden biri... Çok şanslısınız orada yaşadığınız için” der. Çoruh’un, “New York’u İstanbul’a benzetiyorum aslında. İkisi de enerji dolu. Ne dersiniz?” sorusu üzerine Donna Karan, oldukça derin anlamlar içeren şu harika cevabı verir: “İstanbul çok daha başka. İstanbul’da en çok sevdiğim ne biliyor musunuz? Camiden gelen ezan sesi. Bu ses insanlara ‘Tamam, herkes ne yapıyorsa bıraksın. Şimdi nefes alma zamanı’ diyor. Bence ezan sesi üniversal bir ses olmalı....