Abdullah Yıldız Yeni Akit Gazetesi

Kur’ân’dan Uzaklaştıkça Parçalanıyoruz

“Kur’ân ayı” mübarek Ramazan-ı Şerif’e iyice yaklaştığımız şu günlerde bir durum tespiti yapacak olursak, Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz manzarayı şöyle...

23 Nisan 2019 | 194 okunma

“Kur’ân ayı” mübarek Ramazan-ı Şerif’e iyice yaklaştığımız şu günlerde bir durum tespiti yapacak olursak, Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz manzarayı şöyle tanımlayabiliriz: Temel akaid konuları ile helâller-haramlar noktasında Ümmet-i Muhammed’in çeşitli ekolleri arasında temel farklılıklar yoksa da, daha çok yol-yöntem, üslûp vb. detay konulardaki algı ve anlayış farklılıkları sebebiyle ciddi ve derin ayrılıklar, aykırılıklar, bölünmüşlükler ve parçalanmışlıklar bulunuyor. Bu durum, iyimser bir bakışla, bir zenginlik ve hatta bir imkân olarak görülebilir, ancak şeytani odakların nefsanî duyguları ve hizip asabiyetini körükleyerek istismar edebileceği potansiyel bir zaafiyet alanı olarak da ortada durmaktadır, ne yazık ki… 

İşbu bölünmüşlük, sürgit devam ettirilemez; farklılıkların giderek derinleşmesine de asla izin verilemez, vermemeliyiz.

Gerçek şu ki; sayıları her geçen gün artan, kendi aralarında bölündükçe bölünen hizipler, hocaları tarafından yazılan beşer ürünü kitapları, -genellikle farkında olmadan- İlâhî Kelam’ın önüne geçirdiler. Üstad Said Nursi’nin ifadesiyle, bu kitaplar; mukallitlerin hataları yüzünden, Kur’ân’ın önündeki paslı perdeler haline getirildiler (Sünûhât, “Kur’ân’ın Hakimiyet-i Mutlakası” bölümü). Böylece Müslümanlar ‘sapasağlam kulp’ (Bakara 2/256) olan “Allah’ın İpi” (Âl-i İmran 3/103)  Kur’ân’a hep birlikte sarılacakları yerde, her bir hizip, O’nu anlamak için yazılan binlerce zayıf ipe tutundular ve bu sebeple bölünüp darmadağın oldular. Sonuçta Müslümanlar da, kitap ehli gibi, “Kitab’ı/Din’i ve işlerini kendi aralarında parçaladılar ve her hizip kendi yanında olanla (kendi çizgi ve anlayışlarıyla) sevinmektedirler.” (Bkz: Bakara 2/213; Âl-i İmran 3/19; Enam 6/159; Yunus 10/19; Enbiya 21/93; Mü’minûn 23/53; Rum 30/32; Şûrâ 42/14; Casiye 45/17)

Kitab’da ayrılığa düşenleri bekleyen akıbet ise, “derin bir ayrılığa” (Bakara 2/175) yuvarlanmaktı.

Seyyid Abdüllatif’in tespiti ile (Kur’ân’ın Zihni İnşası, s.21), bu parçalanmışlığın bir sonucu olarak, “Kur’ân, ona inandığını söyleyen insanların elinde neredeyse bir oyuncak haline getirildi. Kur’ân, her biri ayrı telden çalan farklı grupların iddialarını doğrulayıcı bir araç konumuna düşürüldü.” 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Gönül Vatan”dan “Müslüman Vakti”ne 19 Kasım 2024 | 76 Okunma Mücahid Âlimler 12 Kasım 2024 | 140 Okunma Âlimler birleşirse ümmet birleşir 05 Kasım 2024 | 98 Okunma Allah’ın İpine Yapışmak 29 Ekim 2024 | 78 Okunma Şehid Yahya Sinvar’ın ardından 22 Ekim 2024 | 168 Okunma