Ildefanco Falcones’in “Toprağın Anası” isimli romanından bir alıntı:
“Şartrö Tarikatı Escaladei Manastırı yaklaşık otuz keşişten oluşuyordu; bunların her biri küçük inziva yerlerinde, ayrı hücrelerde yalnızlığını Tanrı’yla paylaşarak, mutlak sessizliğe itaat ederek kendilerini duaya, meditasyona ve çalışmaya adıyorlardı. Vücutlarını tövbekârlıkla, kanlı terbiyelerle ve su ve ekmek orucuyla cezalandırıyorlardı. Ayrıca sessizlik içinde her gün koroya ve çeşitli görevlere katılıyorlardı ama pazar günleri toplulukla yemek yiyor ve bir süre sohbet etmek için kendilerine izin veriyorlardı.
Hugo, onları sessiz, derin düşünceye adanmış vücutlarındaki canlılığı sürdürmek için haftada birkaç defa kendi arazilerinde çıktıkları gezinti esnasında, iki veya üç kişilik gruplar halinde gördü. Bu rahibelerle beraber manastır hayatı dışında başka bir grup daha yaşıyordu, aynı sayıda ama rahip olmayan laik kardeşler manastırın ayakta durabilmesi için yapılması gereken diğer işlere kendilerini adıyorlardı; bostanlar, üzüm bağları...