“Müslümanlar, Kur’ân’dan uzaklaştı uzaklaşalı gün yüzü görmediler” der merhum üstat Sezai Karakoç ve ekler: “İnsanlık Ay’a çıksa, Zühre’yi bir martı gibi avlasa, Merih’ten petrol getirse, Kur’ân’a dönmedikçe ruh yıkıntısını, çöküşünü durduramayacaktır.» (Sütun, “Kutlu Kitap” başlıklı yazısından.)
Millet olarak içine düştüğümüz ruh yıkıntısının ve yaşamakta olduğumuz manevi çöküşün en temel sebebini “Kur’ân’dan uzaklaşmak” olarak tespit eden Sezai Karakoç üstadımıza Allah gani gani rahmet eylesin. Doğrusu insanımız, Kur’ân-ı Kerim’in diriltici mesajından ve huzur verici ilkelerinden uzaklaştıkça bunalımdan bunalıma sürüklenir oldu… Artarak devam etmekte olan bu manevi bunalımdan kurtuluşun yegâne çözümü ise yeniden Kur’ân’a dönerek onu gereği gibi okumak, anlamak ve yaşamaktır.
Zira, yine Sezai Karakoç’un ifadeleriyle; “Âb-ı hayat Kur’an’dır. İksir Kur’an’dır. Şifasız dertlerin doktoru Kur’an’dır… Allah’ın yarattığı güzellikleri Kur’an’la görür Müslüman. Kur’an’la düşünür...