Soner Duman hoca, çok takdir ettiğim bir ilim ehlidir. Namazla ilgili son yazısı çok güzeldi doğrusu. Kısaltarak istifadenize sunmak istiyorum. Soner Hocamız bir tespitle başlıyor: ‘Kıldığımız namazlardan lezzet alamamamızın temel sebebi namaza kendimizi tam olarak vermemek / konsantre olmamak…’ Ve soruyor: “niçin namaza konsantre olamıyoruz?” Bu konuda söylenenleri madde madde ele alıyor:
1. Namaz kılacağımız yerde ses ve görüntüsü ile bizi rahatsız edecek, aklımızı başka noktalara çekecek unsurların bulunması. Aklımızı bir şeye odaklayabilmek için duyu organlarımızdan gelen veri akışını durdurmak gerekir… Allah Resûlü’ne (s.a), üzerinde işlemeler, nakışlar bulunan bir elbise hediye edildi. Bir namaz vakti namaz kıldıktan sonra elbiseyi çıkarıp, “Bu elbise beni namazda oyaladı, bana eski elbisemi getirin” buyurdu. (Buhârî, “Ebvâbu’s-salât fi’s-siyab”, 13; Müslim, “Mesâcid”, 62)
2. Açlık, uyku, tuvalet gibi fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılamadan namaz kılmak. Resûlüllah, “Yemek hazır olduğunda ve bir de kişinin küçük ya da büyük tuvaleti kendisini sıkıştırdığında namaz yoktur” buyurmuş (Müslim, “Mesâcid”, 67); geceleri teheccüd kılmak isteyen ashabına da şunları söylemiştir: “Sizden biri namaz kılarken uyuklamaya başlarsa namazı bırakıp uyusun. Çünkü uyuklayarak kıldığı namazda Allah’a tövbe istiğfar ettiğini zannederken tutup kendi kendisine sövebilir.” (Buharî, “Vudû”, 52; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 222) Çoğu zaman yeniden abdest almaktan üşendiğimiz için sıkışık abdestle yahut açken “Bir an önce namazı kılayım da rahat rahat yemeğimi yiyeyim” diye aklımızda yemek olduğu halde namaza duruyoruz ve fiziksel ihtiyaçlar namaza odaklanmamızı engelliyor.
3. Namazda okuduğumuz şeylerin anlamını düşünmüyoruz. “Ey iman edenler! Sarhoş iken, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisâ, 43) Bizler sarhoş olmadığımız halde ne söylediğimizi bilmeyince bu âyette belirtilen duruma benzer bir hal söz konusu oluyor… Hepimiz, başta namazda okuduğumuz Sübhâneke, Tahiyyat, Salli-barik, Kunut duaları, Fatiha ve küçük namaz sureleri gibi sûrelerin anlamlarını istesek öğrenebiliriz. Bunları okurken âyet âyet uymasa bile aklımızdan manalarını geçirebiliriz. Okuduğumuzun manasını anlamak namazın bütün seyrini değiştirecek bir etkiye sahip olabilir… İbn Abbas: “Düşüne taşına kılınan orta [ne uzun ne kısa] namaz, düşünmeksizin gafil kalple sabaha kadar namaz kılmaktan daha hayırlıdır” der (Gazalî, İhyâ, I, 151)
4. Namazda yaptığımız fiillerin ne anlama geldiğini idrak etmiyoruz. Tekbir alırken elleri kaldırmanın, el bağlamanın, rükû yapmanın, secde etmenin anlamını tam kavramıyoruz. Oysa bunlar tam anlamıyla birer itaat fiilleridir. Başlama tekbiri ile Allah’tan gayrı ne varsa hepsini arkamıza atarız. El bağlayarak O’nun huzurunda kıyamda durur, O’nun kelamını okuruz. Rükû ederek O’na olan itaatimizi belirtiriz. Secde ederek O’na yaklaşma ve itaatte son sınıra ulaşırız. Selam verirken de ilk başlama tekbiri ile mümin kardeşlerimizle kesmiş olduğumuz bağlantıyı yeniden kurarız…
5. Şeytanın sürekli bize vesvese vermesi ve bizim bununla nasıl başa çıkacağımıza dair yeterince bilgi sahibi olmamamız. Peygamberimiz (s.a) buyurdu: “Kişi namaza başladığında şeytan ona gelerek başka zaman aklına gelmeyen nice şeyleri ‘şunu hatırla, bunu hatırla, şunu düşün’ diyerek sürekli vesvese verir. Sonunda kişi namazda kaç rekât kıldığını unutur.” (Buhârî, “Ezan” 4; Müslim, “Salât” 19) Bu vesveselere karşı koyabilmek için, aklımıza bir şey gelince derhal onu bırakıp namaza dönmeliyiz…