Ramazan-ı Şerif yaklaşırken, “Müslümanlar olarak ahvâlimiz nedir?” dense, Aliya İzzetbegoviç’in “Oruç Özgürlüktür” makalesini hatırlarım. Bilge lider, yıllar öncesinden sanki bu günümüzü anlatmış:
“Oruç, insan hayatını gerek ferdi, gerek toplumsal yönleriyle, toptan kuşatan, aynı anda metafizik olarak içe, fizik olarak dışa bakan külli bir ibadet. Oruç ve Ramazan’ın bu yönü üzerinde ne kadar durulsa azdır, nitekim durulmaktadır. Fakat bugünkü niyetimiz, Ramazan’ı aracı kılarak kendimizle ilgili genel bir muhasebe yapmak, gündelik hayatımızın resmettiği tablo üzerinden bazı tespitleri sizlerle paylaşmaktır.
1-Kapitalizmin küresel çapta da, aile ölçeğinde de, bireysel alanda da bariz olarak hüküm sürdüğü bu zamanda, hassasiyet sahibi Müslümanların yüzleştiği en büyük mesele ‘sekülerleşme’dir. Haram-helal denkleminin yerine, en kârlı olanın meşru sayıldığı, kaynağı ve usulü sorgulanmaksızın elde edilen her türlü kazancın mubah görüldüğü, erdemin, tevazuun sözde kaldığı, değerleri...