Cumartesi günü Uluslararası Müslüman Âlimler Dayanışma Derneği-Türkiye ile Yurtdışındaki Filistinli Âlimler Heyetitarafından İstanbul Esenler Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Kudüs ve Filistin İçin Türkiye Âlimler Buluşması” toplantısında idik. Toplantıda “Davetçiler ve Vaizler” grubu olarakFilistin-Kudüs davasına daha etkin hizmet etme noktasında neler yapabileceğimizi konuştuk.
Toplantı, tam da 30 Mart Filistin Toprak Günü münasebetiyle Gazze’nin işgalci rejimle sınırında yer alan Han-Yunus’ta düzenlenen “Büyük Dönüş Yürüyüşü”nde 17 Filistinli kardeşimizin işgalci Siyonist katiller tarafından şehid edildiği, yüzlercesinin de yaralandığı bir hengâmda gerçekleşti.
“Davetçiler ve Vaizler” grubu olarak bazı hakikatlerin altını bir kez daha çizdik. İşte bazı tespitler:
“Davetçiler ve vaizler, anlattıkları konular ne olursa olsun, sözü mutlaka Kudüs ve Filistin davasına getirmeli, insanımıza “Bugün Kudüs için ne yaptın?” sorusunu hatırlatmalıdır. Bugün işgal altında ve tutsak olan Kudüs ve Mescid-i Aksâ davası, bir tarih sorunu, bir coğrafya sorunu değil, sadece Arap hatta Filistin sorunu değil, bütün Müslümanların “İman” meselesidir yani Kudüs bizim imanımızdır. Bilinmelidir ki, Kudüs ve Mescid-i Aksâ’yı unutursak, Allah da bizi unutur yani himayesine almaz.
Davetçiler ve vaizler, Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın özgürlüğüne kavuşması için işgalci rejimle nihai tahlilde hesaplaşılacağını bilerek, Müslümanların cihad ve şehadetbilincini sürekli diri tutmalıdırlar. (Şahsi kanaatim odur ki, Afrin zaferi, Kudüs’ün özgürlüğü yolunda atılmış önemli bir adımdır.)