Son yılların en sönük 19 Mayıs’ı
idi. 23 Nisan da zaten sönük geçti. Aile dağılırken, dede-nine mi, çocuk mu, gençlik mi bayram yapabilir?
Bir Cuma günü, Hacıbayram’da, dini bir merasimle “Hilafet ve saltanatın ihyası ve yeniden inşası için” İstanbul’dan Ankara’ya taşınan ve burada hatimler indirilerek dualarla açılan bir meclisin açılışının yıldönümünü “milli egemenlik ve çocuk bayramı” olarak kutluyoruz da, hangi çocuk bunun farkında!
O gün meclisin kapısında kelime-i tevhid bayrağı asılı idi, içeride duvarda bir ayet yazıyordu.
Bugün o bayrak irtica bayrağı, meclis kürsüsünün arkasında yazan “Arap yavesi” dedikleri (!) ayet oradan indirildi daha sonra. Çünkü artık İslam “İrtica”, Müslümanlar “Mürteci” idi.
Gelelim 19 Mayıs’a. Gençlik ve Spor bayramı. Osmanlı’da bir idman bayramı vardı, o spor bayramı oldu, onu da 19 Mayıs’la ilişkilendirip, Gençlik bayramı haline getirdiler. Bu bayramı ilk defa 1926 yılında, 7 yıl aradan sonra “Gazi Günü” adı altında Samsun’da kutlandı. Bir 10 yıl sonra 24 Mayıs 1935’te “Atatürk Günü” adı altında resmiyet kazandı ve Beşiktaş’ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı’nda kutlanan ilk kutlama yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor şenliğine dönüştürüldü. Daha sonra düzenlenen Spor Kongresi’nde Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni, bugünün “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” adı altında her yıl yapılmasını teklif etti. Bu karar Mustafa Kemal’in de onayı ile 19.5.1919’dan 19 yıl sonra, 20.6.1938 tarihli kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” adını aldı.