Oylanan aslında Trump’dı ve Trump kaybetti. Tabi, Trump’ın şahsında ABD, İsrail ve “Dahlan koalisyonu” da kaybetti.
Trump açık ve kaba bir şekilde, yardım alan ülkeleri tehdit etti. BM’yi tehdit etti. “Fincancı dükkânına giren fil” gibiydi. Trajikomik bir şekilde insanlığın vicdanına tosladı. İşte tasarıya çekimser oy kullananlar: Çekya, Kanada, Arjantin, Fiji, Güney Sudan, Romanya, Polonya, Uganda, Panama, Filipinler, Meksika, Macaristan, Bosna-Hersek, Haiti, Jamaika, Kiribati, Kamerun, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Benin, Vanuatu, Trinidad Tobago, Malavi, Tualu, Solomon Adaları, Ruanda, Paraguay, Kiribati, Lesotho, Litvanya, Bhutan, Benin, Avustralya ve Antigua ve Barbuda. Bir tek bile Arap ülkesi, İslam dünyası, Türk dünyasından bir tek bir ülke bile yok. Bosna’nın durumu kendine özel. O oy Bosna yönetimini ve Bosnalı Müslümanların duygularını temsil etmiyor. Bunların çoğu, ABD’den yardım alan yoksul Afrika ve Latin Amerika ülkesi. Bunlar satın alınan oylar.
Bana kalırsa bazı Arap ülkeleri, Allah’tan korktukları için değil, koltuk aşkı ve kendi halklarından korktukları için evet dediler. Sonuçta ABD ve İsrail’i sattılar.
Kuşkusuz bu oylamanın tek başına fiili bir sonucu yok. Ama öte yandan ABD ve İsrail’e karşı, dünya kamuoyunun açık ve net iradesini ortaya koyuyor.
ABD için BMGK’daki oylamadaki 14/1 sonucundan sonra bu sonuç tam bir hezimet. İslam İşbirliği Konferansı’ndan çıkan oy aslında BM oylaması için önemli bir işaretti. Bu sonuçla İslam dünyası, dünyanın vicdanının sesi olmuştur.
Trump bu çıkışı ile Siyonist lobiyi ve Evangelistleri arkasına almak isterken dünyayı kaybetti.