Geçen aylarda paralel yapının avukatları nerede ise kendileri ile ilgili yazdığım her yazı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlardı..
12 Mart’tan tanırım ben bu kafayı. 12 Eylül’ü gördüm, 28 Şubat’ı gördüm..28 Şubat’ta bir günde beş kez, haftada beş gün duruşmaya çıktığım oluyordu.. Kendilerini eleştirdiği her yazı hakkında suç duyurusunda bulunuyorlardı.. 150 yıldan daha fazla mahkûmiyet talebi ile yargılandığım günlerden söz ediyorum.. Brifingli gazeteciler hariç, ötekiler için dava açmak üzere bir “Hasan Tahsin Basın Merkezi” kurulmuştu..
O günler geride kaldı. Geride kaldı kalmasına da, bu misyonu yüklenmeye çalışan birileri hâlâ var.. Bir ara Paralelciler heveslendiler bu işe, kendilerini eleştiren her gazeteciye, yazara, herkes hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladılar. Şimdi onlar yoruldu. Mesafe alamadı, bu kez sanki nöbeti Koç devraldı gibi.. (Yoksa ‘Ananasçılar’ mı demeliydim) Yine suç mu işledim yoksa..
Koç grubundan bana 4. dava da geldi. Gazete aleyhine açılan onlarca dava var..
Bir yıl öncesi çıkan yazıları arşivden bulup tazminat davası açıyorlar.. Alacakları parayı hayır kurumlarına vereceklermiş. İHH’ya verecek halleri yok. Koç Vakfı’na aktarırlar herhalde, tabi kazanırlarsa.. Kazanacaklarını sanmam ya! Bu kafa ile giderlerse kendileri sanık ya da davalı olurlar..