Bir Cuma sohbeti yerine olsun diye yazdım bu satırları. Cumanız mübarek olsun bu vesile ile.
Ben derim ki, “ABD ne der, AB ne der, NATO ne der, İsrail ne der, patron ne der?” sorusundan önce asıl soruyu soralım kendimize. Kim ne derse desin, asıl cevabını bulmamız gereken soru şu: Allah (c.c) bu yaptığım işe ve söylediğim söze ne der?
Unutmayalım, bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımı, söylediğimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz her sözden hesaba çekileceğiz.
Ali İmran 173’e bakalım bir isterseniz: “Onlar ki, bazı kimseler kendilerine, ‘bazı insanlar size karşı toplandılar, onlardan korkun’ dediklerinde, bu onların imanlarını artırdı ve: ‘Allah bize yeter, o ne güzel vekildir’ dediler.”
Araf 123’de Firavun ile Hz. Musa’ya inananlar arasındaki bir olay nakledilir: “Firavun dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!”
Birileri bize İlahlık ve Rablik taslıyor. Zamane firavunları bunlar.