Sufilerin dikkatli olması gerek. Birileri DAEŞ’i Türkiye’de eyleme yönlendiriyor..
Sufi, Selefi, Şii hesaplaşması sonucu kaybettik biz Çeçenistan’ı. Mali’yi iseSufi Vehhabi çatışması sonucu.. Son zamanlarda Adıyaman’ın adının sıkça telaffuz edilmesi boşuna değil.. Malatya’da Kürt de var Zaza da. Alevi de var Sünni de. Sufiler de var DAEŞ de.. Hemen Malatya’nın yanında, Urfa , Diyarbakır, Maraş ve Antep’le komşu..
Bizim Sufiler AK Parti iktidarı döneminde, bir kısmı işin başından beri, bir kısmı, Paralelden boşalan yeri kapmak için nöbetteydi. Sadece Sufiler değil, dini grubların hepsi.. Şimdi hepsinin derneği, vakfı, insani yardım örgütü, turizm bürosu, hukuk bürosu, mali müşavirleri ve sonu SİAD ile biten işadamı dernekleri var.. Hepsi okul kuruyor, yurt yapıyor, kurs açıyor, hastahane açıyor..
Masonlar mali, hukuki, sağlık ve eğitime öncelik veriyorlarmış. Paralel yapı kötü örnek oldu.
Bunların normal yapılar olduğunu sanmayın.. “Cemaatimizin” zekatları başka yere gitmesin diye kuruyorlar insani yardım derneklerini.. “Cemaat milliyetçiliği” hakim.. Okullar, yurtlar, kurslar, hepsi cemaatin çocuklarına sahip çıkmak ve cemaatin insan kaynaklarını oluşturmak için. Onun için hepsi fakülte kurmaya çalışıyor. Mali müşavirlikler, devlet kaynakları, fonlar, teşvikler, muafiyetler için gerekli.. Sağlık kuruluşları, tesettür meselesi gerekçesi ile ve tabii kendi cemaatimizin hac ve umrecisini de başkalarına kaptırmamak gerek..