Zor bir zamanda, zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve tarihin kırılma zamanlarından birindeyiz. Daha sabırlı, daha akıllı, daha dürüst, daha bilgili ve daha cesur olmamız gerekiyor. Bu zor zamandan daha az zararla daha kısa sürede kurtulmamız, zekâ ve performansımıza bağlı.
Ancak hepsinin üstünde ve öncesinde, Allah’ın yardımı esastır. Allah’ın yardımı olmadan bu badireyi anlatmamız zor. Allah’ın yardımı bize ulaştıktan sonra, O’nun kolaylaştırdığından kolay bir iş, zorlaştırdığından zor bir iş yoktur.
O; cahillere, zalimlere, kâfirlere, fasıklara, münafıklara, müsriflere, müstekbirlere, mürtefine yardım etmeyecek. Onların işlerini sarp dağlara sardıracak ve üstlerine pislik yağdıracak.
O’nun yardımına ulaşmak için işi ehline vermemiz ve yukarıdaki topluluktan uzaklaşmamız ve çevremizdekileri ve bize yaklaşmaya çalışan şeytanın dostlarını etrafımızdan uzaklaştırmamız gerekiyor.
Hani “adil Ömer” benzeri insanlar arıyoruz ya, Hz. Ömer’in menkıbelerinden birini okudum geçen gün. Olayın gerçekliği ayrı bir konu ama anlatılmak istenen...