17 Aralık sonrası, büyük bir bölümü sempatizan olan % 50’ye yakın bir kitle Paralel Yapı’dan kopmuş.. Çekirdek kadro bu işten etkilenmedi.. Ta ki, 15 Temmuz’a kadar. 15 Temmuz’da kalan % 50’nin % 50’si daha gitti.. Bu gidenler daha çok profesyonellerdi. Örgütün çalışanı, unvan sahibi, örgütle menfaat ilişkisi olan herkes. Geriye kaldı % 25.. Bugün gelinen noktada ise, özellikle şu Amerikan başkanlık seçimi sürecinde, kalanın en az % 50’sini daha kaybetti.. Yani bugün eski güçlerinin en fazla % 15’i kaldı ellerinde.
Bu sonuçta, örgütün PKK ile ilişkisi örgüt üyeleri için bir şok etkisi yaptı.. Zaten 15 Temmuz’un şokunu atlatmadan 2. bir şok, örgütü dağılma sürecine getirdi.
Bu örgüt hemen dağılmayacak.. Belki onlarca yıl daha bir şekilde varlıklarını sürdürecekler ama, bu süreçte çok ağır bir darbe yediler..
Dalga dalga görevden almalar devam ediyor. Çok sayıda kişi tutuklandı ve tutuklamalar devam ediyor ve edecek. Yine çok sayıda kişi yurt dışına kaçtı, kaçmaya devam ediyor ve bir çok ülkedeki elamanlar da geri dönemiyor..
15 Temmuz öncesi, yakın bir gelecekte Erdoğan ve arkadaşlarının yerle bir olacağını düşünüyor, buna inanıyor ve bunu bekliyorlardı.. 15 Temmuz’dan sonra Gülen’in döneceğini ve “altın çağ”ın başlayacağı hayali içindeydiler.. Tutuklananların salıverileceği günü bekliyorlardı. Yeni dönem için kendilerini bekleyen yeni görevlerin hayali içindeydiler..
Ama olmadı. Örgütün İsrail, Vatikan, ABD ile bu ülkelerin istihbarat örgütlerinin kirli ilişkileri döküldü ortaya.. 15 Temmuz ciddi bir kırılma noktası olsa da bir çok kişi bu durumu kabullenmek, olanlara inanmak istemedi..