“Bakan olmak” ne demek?
Bu kelimenin menşe’ini hiç düşündünüz mü?
Osmanlıcası neydi, “Nazır” değil mi? “Nazır” “Nazar eden”. Hani şu sizin “Nazar değdi” derken kullandığınız kelime. Bakan, Nazır’ın eş anlamlısı. Osmanlıcadan bugüne aktarılan şekli.
Hani anne çocuğuna bakar ya, ya da siz yaşlı annenize bakarsınız. Görür-gözetirsiniz yani. Onun ihtiyaçlarını karşılar, onu korursunuz.
Bakan kelimesinin Kur’ani bir temeli var. Ayet ne diyordu “Raina demeyin Unzurna diyin” (Bakara 104) Yani; “ ‘Yönet’ demeyin, ‘gözet’ diyin.” Gözetiyorsan göreceksin de. “Şahidlik” edeceksin ve şahidliğinin gereğini yerine getireceksin. Yani; “Cankurtaran” gibi bir görevin olacak. Görmedim, duymadım, bilmiyorum yok. Görseydin! Unutmayın “Nazır” oluyorsanız, sadece kendi nefsiniz ve ailenize karşı sorumlu değilsiniz, bir toplumun sorumluluğunu üstleniyorsunuz ve yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz.
Sakın ha, kibre kapılmayın. “Hakim” değil, “Hadim”siniz. Kibir yasak! İlk haram, ilk, günah ve ilk lanet Şeytanın kibrinedir. İkinci haram “Fahşa”, cinayet haramlar kronolojisinde 3. sıradadır. Kibre kapılırsanız Şeytan “fahşa” ile kapınızı çalacaktır. Bir kere sınırları aşıp manevi korunma alanının dışına çıkmışsanız o zaman nerede duracağınız belli olmaz.