Evet şimdi asıl soru bu: Bundan sonrası için planınız ne?
Bayramın son günündeyiz.
Artık veda zamanıdır.
Eğer okumadınızsa, gelen ailece, arkadaş toplulukları olarak, Amentüden başlayalım.
Mekke’deki risaletin ilk günlerine gidelim.. Belki nüzul sırasına göre meal okumaya ne dersiniz. Ama, sakın sonra bu defa da “Mealci” olmayalım.. Biz insancı da değiliz, mezhepçi de, Müslümancı da.
Biz Müslümanız, insanız, bizim Mezhebimiz de var. Bunlar aynı şey değil. İnsan merkezli değil, HAK merkezli düşünürüz. Çünkü o “insan” denen yaratık, ekmel-i mahlukat, eşref-i mahlukat olabileceği gibi “Belhum adal da olabilir ve bir şeytana dönüşebilir.
Evet, “yeniden Müslüman olmak”tan söz ediyorum.. Önce iman. Evet evet, ibadetten ve muamelattan önce Allah’a ve ahiret gününe iman. Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz? Niçin yaratıldık? Ve ahlak!
Şöyle bir okumaya ne dersiniz: Kur’an-ı Kerim’in lafzı ve manası. Bu okumayı yaparken sırası ile değil, eşzamanlı.. Mesela Kur’an-ı Kerim’i okurken hem usulü tefsir, hem tecvit, hem de akaid okumamız gerekiyor.
Mesela, Kur’an-ı Kerim’i okurken bir yandan da nüzul sebebine bakmalıyız. Bir yandan da yaşayan bir Kur’an olarak siyer, yani Peygamberimizin hayatını okumalıyız. O ayetler nasıl bir topluma geldi, o zaman neler yaşanıyordu, ve Peygamberimiz onlara bu ayetleri nasıl açıklıyordu. Bu durumda, siyerle birlikte bir de hadis okumalıyız. Çünkü ayetleri Peygamberimizin anladığı gibi, açıkladığı gibi anlamamız gerekiyor. Hadis okuyorsanız, bir de usulü hadis okumanız gerekiyor ki, hadislerin uydurmasını sahihinden ayırasınız.