Kurban ve Hac, aynı zamanda iki bayramımız var..
Bayramlar bizi Allah’a yaklaştıran günlerdir. “Bildiğimi bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz” der Peygamber. Bayram deyince, eğlence, tatil, vur patlasın-çal oynasın bir şenlik değil. Yani “keyf” meselesi değil bayramlar bizim için..
Farkında mısınız, bayramlarımız bile sekülerleşiyor. BÇG döneminde başımızın belası laiklikti. Bugün başımızın belası sekülerleşme. FETÖ gelseydi, İslam artık bir din olmaktan çıkıp seremoni, ritüel ve ikonalara indirgenmiş bir religioya dönecekti.
Marksistler dine karşı adeta savaş açtılar. Sağcılar ve faşistler onu milli bir geleneğe dönüştürdüler, kapitalistler tarafından din metalaştırıldı.
Dindarlar, iktidarı ve serveti ele geçirip toplumu dönüştürmeyi hayal ediyorlardı, gel gör ki, iktidar ve servet onları kuşattı ve onlar yaşadıkları gibi inanmaya başladılar. Yani dini dönüştürmeye başladılar. Anlayacağınız “Ava gidenler avlandılar” Şeytan onları Allah’la aldattı!
Devletin örgütlediği din, onu kim üretirse üretsin, o bir şekilde TSE damgalı bir din olacaktır. O din de elbette “Allah’ın dini” olmayacaktır. Din, Allah, Resul ve kitaptan ibarettir. Hiç kimse ona bir şey ekleyemez ve ondan bir şey çıkaramaz. Kim ki, ona bir şey ekler ya da çıkarırsa, kimi eklediği ve çıkardığı ile baş başa kalır.