Bizim gazete ilk yayınlandığında adı “Beklenen Vakit” idi. Erbakan “Beklenen vakit geldi” diye bir söz etmişti. Tayyib Erdoğan bu günlerde sık sık Sezai Karakoç’un şiirlerinden bir alıntı yapar: “Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.” Aslında aynı anlayışın ürünü bunlar. Sonra olanları biliyorsunuz “Vakit”, “Akit” derken bu günlere geldik.
Bu köşeyi sürekli okuyanlar hatırlayacaklardır, bayram Ramazan sonrası bugün tartışılan bir konuyu yazmıştım. Suriye’de bir kimyasal silah saldırısı olacak. Hatta “ABD bombayı patlatacak, Suriye attı diyecekler, kimyasal silah Rus malı çıkacak” uyarısı yapmıştım. Her şey beklendiği gibi gelişiyor. Kör bir gidişle gidiyorlar, uçuruma koşan domuz sürüleri gibi.
Bugünlerde İdlib’i konuşuyoruz. Hemen yanı başında el-Bab. Aşağıda Halep.
İdlib Hatay sınırındaki bir bölge. Aşağısında Lazkiye var. Eğer çatışma çıkarsa 1 milyona yakın bir nüfusun Türkiye’ye doğru göç etmesi bekleniyor. Türkiye ise göç dalgasının yönünü Afrin operasyonunda kurtarılan bölgeye yönlendirmek..
Rusya ve ABD meydan okumalarını sürdürüyorlar. Doğu Akdeniz’de gerginlik hat safhada.