Karakaya’nın ölümünün ardından ilginç tepkiler geldi. Dua edenler yanında hakaret edenler de vardı, Ertuğrul Özkök gibi, Ahmet Hakan gibi vicdan sahibi olanlar da vardı. Vicdan insanidir, ama din vicdandan ibaret değildir.. Biz iyiler, kötüler hepimiz parmak uçlarımız gibi farklıyız. Öyle yaratıldık. Belki kim kimleri veli edinmiş, kimlere benzemeye çalışıyorsa onlardan olsa da, bizim görevimiz, gidenleri çağırmak, kalplerinde bize karşı öfke olanlara karşı el emin olmak, güzel örneklik ve müellefetül kulub anlayışı ile kalplerini kazanmak yönünde olmalıdır. Ateş çukurunun kenarındakilere cehenneme itmek değil, kurtuluşa çağırmak yönünde olmalıdır.
Bağışlayın beni ama, “kör ölür badem gözlü olur” demeyeceğim. Her ölenin arkasından rahmet okuyacak da değilim.. Ebu Cehil’lerin, Ebu Leheb’lerin arkasından “Tebbet yeda” demeye devam edeceğim. Özür diler, pişman olur kişisel hakkımı helal ederim, affederim, Allah da affedebilir elbette, ama Allah kul hakkını affetmeyecek.