Talut İsrailoğullarının ilk hükümdarıydı. İşa / İşmail / İsmail peygamber tarafından görevlendirilmişti. Filistinliler ve Amalika halkı ile savaşıp, onları yendi. Davud peygamber, o sıralarda 14-18 yaşlarında idi. 40 sene hüküm süren Talut savaşta vefat edince İsmail aleyhisselam Talud yerine Davud AS’ı hükümdar ilan etti.
“Tâlûd” İbranice bir lakabdır. “Tûl” kelimesinden türetilmiştir. Aşırı uzun boylu ve kudretli anlamına gelmektedir.
Hz. İsmail AS’ın Hz. Musa AS’dan sonraki peygamberden biri olduğu da rivayet edilir. Soy olarak Ya’kûb (a.s.)’ın oğlu Bunyemin’e dayanan Tâlûd’u hükümdar olarak tayin etti.
Burada “Nehirin suyu” ile imtihan önemli bir konu. İçmemeleri gereken, ihtiyaç halinde bile bir avuçla iktifa etmeleri gereken bir konuda haddi aştılar ve perişan oldular.
Siyasette ve bürokraside, iş aleminde yapmamamız gerekeni yapar, yememiz gerekeni yer, içmememiz gerekeni içecek olursa başımıza gelecek olan Talud’un ordusunun başına gelen olacaktır.
Bu olayı Kur’an-ı Kerim’in ilgili ayetlerinin mealinden okuyalım: (Bakara 249) “Talud ordusu ile sefere çıktığında (ordusuna), ‘Allah, (bana itaat edip etmediğiniz ve güven duyup duymadığınız hususunda) sizi bir nehir ile imtihan edecek, kim o nehrin suyundan içerse (bana itaat etmemiş ve bana güven duymamış olduğu için) benden değildir. O nehrin suyundan bir avuç almak müstesna olmak üzere tatmayan ise (bana itaat etmiş ve güven duymuş olduğu için) bendendir’ dedi. Talut’un bu emrine rağmen ordusundan az bir kısmı müstesna olmak üzere, o nehrin suyundan içti (ona itaat eden ve etmeyenler, güven duyan ve duymayanlar böylece birbirinden ayrılmış oldu). Nehri, kendisine itaat eden ve güven duyanlar ile birlikte geçtiğinde, (Talud’a itaat etmeyen ve güven duymayan geride kalanlar) ‘Bugün Calud ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok’ dediler. Rablerine kavuşacaklarını kesin olarak bilen (Talud’a güven duyan ve itaat eden)ler ise, ‘Nice sayıca az olan topluluk vardır ki, Allah’ın izni ile sayıca çok olan topluluğa karşı galip gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir’ dedi.” (Bakara 250) “(Talud’un ordusu) Calud ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıklarında, ‘Rabbimiz üzerimize mücadele ve dayanma gücü ver, ayaklarımızı (düşman önünden kaçmamak hususunda) sabit kıl, inkârcılar topluluğuna karşı bize yardım et’ dediler.” (Bakara 251) “(Talud’un ordusu) Onları Allah’ın izni ile hezimete uğrattılar. Davud Calud’u öldürdü. Allah ona yönetim gücü ve doğruyu yanlıştan ayırt edebilme yeteneği verdi ve ona dilediğinden öğretti. Allah’ın insanları(n kötülüklerini) başka insanlar ile def etmesi vesilesi ile yeryüzünde büyük bir bozgunculuk yaşanmamış oldu. Ancak Allah yaratmış olduğu her şeye karşı lütuf sahibidir.”