İyya kenağbüdü ve iyya kenestaiyn.. Hasbunallahu ve niğmel vekil. Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden, bizi yeryüzünün varisi kılmak, yeryüzünü bize mescid kılmak isteyen, yeryüzünü bize mescid kılan, bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek isteyen Allah’a hamdolsun. Bize bu müjdeyi getiren, alemlere rahmet olarak gönderilen peygambere salat ve selam olsun..
Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz..
Siz kadir-i mutlak olan, kadere, rızka, ecele hükmeden ve bir olan Allah’ın yeryüzündeki halifesi değil misiniz.. O zaman ne gam.
Biz suda yürür, gökte uçarız, ölümsüzlük bizim için imkansız değil. Zaman bizim için genişler ve bereketlenir. Mekan bize gelir.. Hızır aleyhisselamın, Musa aleyhisselamla yolculuğu bizim için sadece bir hikâye değil. Ya da İsra bize zamanın ve mekânın ötesinde bir yolculuktan söz eder. Hz. Meryem bizim için imkansız bir şey olmadığını anlatır. Hz Musa’nın asası yılanları yutar, denizi yarar.. Hz. Yusuf da, Hz. Yunus da bizim için imkânsızlığın olmadığını anlatır. Hz Süleyman ins ve cinne hükmeder, kuşlarla konuşur. Hz. Hacer korkusuzdur. Ateş Hz. İbrahim’i yakmaz. O şeytan taşlar.. Su yerin altından süzülerek Hz. İsmail’in ayağını öpmek için, Hz Hacer’in ayak izlerinden akar gelir. Üç deniz onun hasret ateşi ile buharlaşır gökten yere inip, sonra Kâbe’nin önünde buluşup Zemzem olurlar.. Suyun aradığı daha doğrusu bildiği, tanıdığı adam olmak önemli. Hz Eyyub’u da su aramadan bulmuştu.