Hristiyan dünyasının batıdaki en önemli bir iki mabedinden biri olan Notre Dame de Sion Kilisesi yandı. Eş zamanlı olarak Kudüs’te Mescid-i Aksa’da da bir yangın çıktı. De Sion harabe haline geldi ama Aksa’daki yangın söndürüldü.
Yarın nerede ne olur bilmiyorum. Ya da yangınla kim kimi suçlar ve ardından neler yaşanır onu da bilmiyorum. 11 Eylül’de baba Bush o saldırının faturasını Irak’a çıkartmıştı. Bakalım bu işin faturası kime çıkartılacak.
İsterseniz bu hikâyeye en başından başlayalım.
“Büyük Orta Doğu Projesi” ya da nam-ı diğer “Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi” ya da tam adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık”, adlı bu proje ABD’de kuluçka dönemini tamamladıktan sonra Haziran 2004’de Sea Island/ABD’deki G-8 Zirvesi’nde görücüye çıktı. Bu projenin ilk ortaya çıkışı soğuk savaşın sona ermesiyle, hatta o süreçte başlar. 1998’de ABD’de Clinton Dönemi’nde, 21. yüzyıla “Yenidünya düzeni”nin inşası için ilk adım olarak düşünülen stratejik bakış, düşünce, eylem planında bu yönde ileri doğru atılmış bir adımdır. Bu plana göre, dünya ABD’nin çıkarları doğrultusunda ve batının değerleri ve güvenliği temelinde şekillenecektir. Fikri zemini oluşturulduktan sonra 11 Eylül 2001’de ikiz kulelere yapılan saldırının ardından ABD’nin Afganistan ve ardından 2003 yılında Irak’a müdahalesi bu planın hayata geçirilmesinde ilk adım olmuştur.
BOP’u anlamak için RCD, CENTO, Bağdat Paktı’nı, Çekiç Güç’ü, PKK’yı, PYD’yi, DAEŞ’i FETÖ’yü, NATO’yu, BÇG’yi, darbeleri, AB’nin Türkiye’ye karşı tavrının arkasındaki sebepleri de anlamak gerekir. Belki “Tezkere”yi de anlamak gerekir.