Gıda ürünlerinin ihracatına sınırlama getirilecekmiş. İnşallah bu haber doğru değildir. Bilgi veren, “çalışmalar başladı” diyor. Bakın bu işi böyle yönetemezsiniz. Kaş yapalım derken göz çıkarırsınız. Bir şeyi düzelteyim derken başka bir şeyi bozarsanız, domino etkisi ile 3 adım sonra her şeyi birbirine karıştırır ve ipin ucunu bırakırsınız. Kolay çözümler, bazen karmaşık sorunların kaynağı olabilir.
İçeride gıda sıkıntısı olmasın diye “iyi niyet” ile bir şey yapmak istiyor olabilirsiniz. Bazen iyi niyetli biri kötü niyetli birinden daha fazla zarar verebilir, korumaya çalıştığı değere. Onun için denmiştir ki, “Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir”. Ve birileri kulağa hoş gelen çözüm önerilerini kulaklarınıza fısıldayarak aslında sizi zor durumda bırakmak istiyor olamaz mı?
Tarım ve hayvancılıkla ilgili her gün akıl dışı hikayeler dinliyorum. Göz göre göre, tarım ve hayvancılık sanki birileri tarafından bitirilmek isteniyor. Zaten “iklim çetesi” büyükbaşlara karşı! Mera mevzuatı ile hayvancılık zaten adeta köküne kibrit suyu dökülmeye çalışılıyor. Bu global ihanet çetesi bizden daha iyi biliyor bizdeki mevzuatı sanki. Daha doğrusu içimizdeki işbirlikçileri, monitörleri üzerinden gelişmeleri yakından izliyorlar. Zaten Media, meslek örgütü, siyaset, bürokrasi, akademi, sermaye grubları ile yakın temas içindeler. Bunu Grip’19 sürecinde açıkça gördük.
Şu ihracaatı sınırlama konusuna gelince, bazı ithalatçı ülkeler, bir yıl önceden üretici ile anlaşma yapıyor. Tohumunu, ilacını, gübresini kendi veriyor. Anlaşma yapıyor. Şimdi siz bu kişiye ihracaat yapmayacaksın derseniz, sözünde durma demiş oluyorsunuz. Zaten o ürünü başkasına satamazsınız, adamlar size tohumu şartlı vermiş. Tazminata mahkum edilirsiniz. Onun ürününü zamanında teslim etmezseniz, adamın tedarik zincirinde sorun yaşanır ve bir daha da onlarla iş yapamazsınız.