Bayramınızı tebrik ediyorum.
Hac zengine farz, kurban imkanı olana vacib. Haccın mekanı Mekke-i Mükerreme olunca Müslümanların yaygın olarak ülkelerinde kendi mekanlarında bu ibadete katılıyor olması ve “Kurban” kelimesinin “İnsanı Allah’a yakınlaştıran bir eylem” olması sebebi ile bayrama adını veren bir ibadet. Gelenekte ve uygulamada Hz. İbrahim’in İsmail aleyhisselamı kurban etmek istemesi ile baba, anne ve çocuk arasında birtakım olaylar yaşanır ve sonunda Cebrail kurban edilmek üzere bir koç getirir ve imtihan başarı ile tamamlanır.
Bu bayramda birileri bu bayramın manası üzerinde durmak yerine, “acemi kasap”, “kaçan dana”, “hayvan hakları” üzerinde duracaktır. Media siyaseti ve tarihi magazinleştirdiği gibi dini de magazinleştirme çabasında olacaktır. “Kurban etinin nasıl pişirileceği” filan anlatılacaktır. Psikologlar, “çocukların kan görmesi”ni konu edinecektir. Ama konuyu birileri hep seküler açıdan görmeye çalışacaktır. Oysa bir ibadetten söz ediyoruz. Şüphesiz buna hiç değinen yok demiyorum, ama eleştirim genel yaklaşımlara yöneliktir. Aslında temel olarak kurban bir ibadettir. Elbette bunun psikolojisi, sosyolojisi, ekonomisi, felsefesi, mantığı olacaktır ama, hepsinin ötesinde bunun vahye ve nebevi geleneğe dayalı bir referansı olacak. Konunun fıkhi boyutu esas alınacaktır.