Kibriti gözümüze çok yaklaştırınca arkasında bir ormanı kaybediyoruz. İnsan akıl baliğ olduğu günden, aklını zail edene kader, ya da ölene kadar her an bir imtihanla karşı karşıyadır. Hep seçecektir, iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış, hak-batıl.. Yediğiniz-içtiğiniz, söylediğiniz, sustuğunuz, baktığınız, yüz çevirdiğiniz, kulak verdiğiniz ve yüz çevirdiğiniz her an, bir “seçim” yapmış oluyorsunuz.
Unutmayın, yaptıklarınız, yapmanız gerekirken yapmadıklarınız, söyledikleriniz ve söylemeniz gerekirken söylemediklerinizin toplamı sizin seçimlerinizdir ve bu seçimlerin toplamı ise imtihanınızdaki doğrular ve yanlışlarınızdır.
Hiçbir doğru yanlışı götürmez, belki ahval-i şahsiye-ye müteallik bir meseleden dolayı bağışlanır/affedilirsiniz. Yoksa birinden çaldığınız, ötekine verdiğiniz karz-ı hasen, ya da sadaka ile mahsub edilmez.
Mesela yetim malına tamahınız, kıldığınız namazın sevabını götürebilir. “Vay o namaz kılanların haline ki” diye başlayan ayeti hatırlayın. Haram...