MÜSİAD’dan bir grup işadamı ile birlikte Özbekistan’da Taşkent’i ziyaret ettik. Buhara ve Semerkand’da önemli yerler ve kuruluşları ziyaret ettik. Nakşibendi hazretlerinin dediği gibi kardeşlerimizin eli işte, gönülleri Allah dostları ile idi.
Buraları çok ihmal etmişiz ve yapacak o kadar çok işimiz var ki!
Başkentte Emir Timur müzesini gezerken, orada, benim 40 yıl önce yayınladığım “Tüzükat-ı Timurin” kitabını gördük, özel bir vitrinde. Timur burada saygın bir kişi. Türkiye’de, Türkçe böyle bir kitabı bulup sergiye koymuşlar.
Bir zamanlar yayıncılık yapıyordum. “Doğu Devlet Yapılarına Giriş” diye bir dizi kitap yayınlamak istiyordum. Timur’dan sonra, Kanuni devri, Osmanlı-Hind Müslümanları münasebetlerini yayınladım. Daha sonra Uzakdoğu’da bir Filistin: Moro, Orta Afrika Dosyası gibi kitaplar yazdım.
Rehberimiz, İmam-ı Buhari ile ilgili ilginç bir menakıb anlattı. Halife Buhara’ya bir vali tayin ediyor. Vali, İmam-ı Buhari’nin şöhretini duymuş, Buhara’ya gelince İmam-ı Buhari’yi saraya davet ediyor. Sarayda bugünkü anlamda VIP olan Ayan’a Hadis sohbetleri yapması, çocuklarına ise hadis dersi vermesi için davet eder. Gelen davetçi İmam-ı Buhari’ye bu haberi verince İmam “Hadis dersleri bu medresede verilmektedir. Vali bey hadis derslerine katılmak isterse buyursun, çocukları Hadis dersi almak isterlerse Mekteb’e kayıtlarını yaptırıp başlayabilir. Kendisine selam söyleyin, âlim amirin ayağına gitmez bizim geleneğimizde”.