The Cemaat”i biliyoruz. Ama “Cemaat” bundan ibaret bir şey değil. Çok daha kapsamlı bir kavram. Aslında, her dernek, her vakıf, her oda, sendika, kooperatif, birlik bir cemaattir. Kemalistler de bir “cemaat”tir mesela. Belli ilkeler, idealler etrafında bir araya gelen insanlar topluluğuna cemaat denir.
Bir annenin çocuklarını başına topladığı gibi, aynı annenin sütünü emer gibi, kardeşçe bir araya gelenlere de ümmet denir. Hani nasıl kovanda kıraliçe annenin etrafında kümeleşir, o kovan onların evi olursa ümmet de öyle bir şeydir işte. Mesela Aleviler de bir cemaat. Bektaşiler de, Nuseyriler de.
Bugün meslek odası diyorsunuz ya, onlar “ahi evran” yani alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmeti olarak evrensel barışa, insanlığın derdini dert edinmeye kendini vakfetmiş, insanları madden ve manen selamete ulaştırmayı gaye edinen topluluğun bir diğer adıdır cemaat bu anlamda. Lonca’lar böyle yapılardı. Tarikat “Tarik” yola girmekle ilgili, esasen bir ahlak, manevi tekamül okuludur. Ama bunu istismar eden, yanlış yapanlar da var elbette. BÇG, ADD de bir tarikat ya da cemaat hareketidir bu anlamda, Emire-Kalkancı ya da Adnan Oktar Cemaati gibi. Hatta daha ileri gidip, “Türkün dini Kemalizmdir” diyen de var. Bunun “Amentü”sünü “Mevlid”ini yazan da, “Kâbe Arabın olsun, Çankaya bize yeter” diyen de. Mesela Yahudi Cemaati, Katolik Cemaati, Protestan Cemaati, Ortodoks Cemaati, Ermeni Cemaatigibi belli bir Mabed’e, dergaha bağlı, kilise ya da havraya bağlı topluluklara da “cemaat” diyoruz. Mesela “Tapınak şövalyeleri, Cizvitler, İlluminati” hepsi birer cemaat kuruluşudur.
Mustafa Kemal çocukluğunda 2 cemaat okulunda okumuştur. Biri mahalle mektebi, ötekisi Sultan Abdulhamid’in evine sürgüne gönderildiği Sabatayist Yahudi işadamı Alatini efendinin kurduğu “Kabala okulu” olan “Şimon Zwi / Şemsi efendi” mektebidir.