Önce Türkiye’den birtakım çevreler üzerinden Selefi ve Şiilere yönelik tehditkâr ifadeler yanında iç savaş uyarısı geldi.
Zaten bir süredir, birtakım siyasiler; göçmenler üzerinden Araplar ve Afganlara yönelik kışkırtıcı mesajlar veriyordu.
Kimileri de Mâtürîdî-Eş’ari konusunu kaşıyordu.
Hem sol, hem de Tengrici gruplar bu tavırlarının şiddetini giderek artırırken, basın ve sosyal media da bu konuda kışkırtıcı yayınlar yaptı.
Halk arasında da bu konu zaman zaman istenmeyen tartışmalara ve şiddet olaylarına sebep oldu.
Bu tartışmaların gölgesinde gerçekleşti Tahran buluşması ve her şey bu görüşmeden hemen sonra olmaya başladı. Kuzey Irak’ın Dohuk vilayetinin Zaho bölgesinde, bir piknik alanında sivillerden oluşan 2’si çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin yaralandığı saldırı sonrası Irak tarafından Türkiye’ye yönelik, suçlamalar ve eleştiriler yetmiyormuş gibi, Rusya tarafından da bir gün sonra İdlib bölgesinde bir saldırı gerçekleşti.