Biri Demokrat, öteki Cumhuriyetçi imiş.. İkisi de aynı kumpanyanın oyuncusu.. Pankreas güreşi yapıyorlar.. Aynı kaynaktan besleniyorlar ve aynı mahfillere hizmet ediyorlar..
Bize sordukları şu: Havuç mu yemek istersin, Sopa mı! Trump bize sopa gösteriyor, Clinton havuç. Hangisini yemek istediğimizi soruyorlar. Yani celladımızı seçme özgürlüğümüz var.. Ölümü gösterip hastalığa razı etmeye çalışıyorlar..
Hanımefendi seçilirse PYD’yi destekleyecekmiş! Şecaat arz ediyor ya Madam sirkatini söyledi.. Trump zaten Müslümanları Amerika’dan kovacak..
ABD dünyaya ne güzel örnek oluyor öyle!? Tamam artık biz de suçluları nasıl iade etmeyeceğimizi, ipe un serme taktiklerini öğrendik böylece.. Terör örgütlerine nasıl destek çıkılırmış onu da öğrendik..
ABD’nin öteki yüzünü de gördük bir kez daha.. Darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemediler. Nobel barış ödülü verdikleri birini götürüp, bir cuntacıya danışman yaptılar. Adam yer yarıldı yerin içine girdi sanki, utancından. Olmadı, İngiliz sol-liberal bir adamı, Tony Blair’i getirip Sisi’ye danışman yaptılar. O da dayanamadı..