Yoksa tek başına bir yönetici ya da yönetim bir toplumu kurtaramaz. Bu başa geçen kişi bir “Peygamber de olsa”. Peygamberler “Kurtarıcı” değil, “Kurtuluşa çağıran kişi”dir. Ne kalplerin tasarrufu, ne de “göklerin hazinesinin anahtarı, ordularının komutası” onların ellerinde değildir. Temel anlayış şudur: Karanlık aydınlığın yokluğudur. Işık gelince karanlık yok olur! “Her işin başı Allah korkusu”dur.
Bizim, başkalarının mal, can, namus, akıl-inanç ve nesline karşı savaş açan herkesle “harb”imiz var. Bunlar ister kişi, ister topluluk olsun. İster içimizde, ister dışımızda olsunlar.