15 Temmuz da geçti.
15 Temmuz’a gelirken iki badire atlattık: Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün ardından Gezi benzeri bir ayaklanma ve buna paralel başlatılacak olan yeni eylem dizisi.
G-20’de yaşanan olaylar toplumun gözünü açtı. Ve tabi sivil cuntanın deşifre olması. Adada toplanan yeni darbe girişiminin sivil ajanları suçüstü oldular.
Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü izlemek üzere, 600 civarında gazeteci gelmişti Türkiye’ye. Bir o kadar da STK temsilcisi. Her şey hazırdı! Ama evdeki hesaplar çarşıya uymadı.
Kılıçdaroğlu her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı. Bu durumda Baykal’ın başına gelen, onun da başına gelebilir. Ya da işmardan anlayacak, sessizce ortadan kaybolacak.
Meral Akşener de partileşme yolunda ama, ilk tesbitlere göre, o da bir gelecek vadetmiyor.. Bu anlamda Amerikan cephesinde, daha doğrusu, batı cephesinde, Türkiye’de toplumda genel anlamda kabul görecek bir adam yok. Yani onlar açısından bir kahtı rical sözkonusu. O kadar sözde bilim adamı, siyasi aktör, sözde sanatçı bir araya geliyorlar, bakıyorsunuz toplumda bir karşılıkları yok..