Şii’lerin hepsi, sabah akşam “Mehdi” ile yatıp kalkar. Humeyni zamanında İran’a gittiğimde orada en çok edilen dua “Huda’ya, Huda’ya ta ki zuhuru mehdi, nigahtarı Humeyni” idi.
Kıyamet teolojisi Yahudi, Müslüman, Hristiyan herkesi yakından ve derinden ilgilendiriyor, sarsıyor. Bu anlamda ciddi bir şuuraltına sahipler. Yahudiler hâlâ “Meşiah”ı bekliyor. Sürecin başlaması için “Süleyman Mabedi”nin inşası gerekiyor. Hz. Süleyman’ın yüzüğündeki gizli güç göklerin kapısını açacak ve oradan uzaya yolculuk gerçekleşecek. “Yehova’nın ailesi” kurtuluşa ererken, onlarla beraber olanlar, onlarla birlikte kurtuluşa erecekler.
Hristiyanlar Mesih’i bekliyorlar. “Anti Chirist” ile savaşacaklar. O savaşın adı Armageddon. Ve savaşın ilk işareti İzmir ve çevresindeki 7 kilisede gizli. Armageddon’un coğrafyası Mezopotamya! Anadolu Yahudileri için (Kendilerine vadedilen) “Arz-ı Mev’ud”un bir parçası. Bugünkü Hristiyanlar için Hristiyanlığın doğduğu ve kıyametin şifresinin gizli olduğu, kıyamet savaşının gerçekleşeceği bir coğrafya. Aslında Yahudiler ve Hristiyanlarda kâmil bir kıyamet ve öbür dünya, hesap günü inancı yok. Müslümanlar zaten “ahir zaman peygamberi”nin ümmeti. Bu konuda Yahudi ve Hristiyan geleneğinden gelen rivayetler yanında çok ayrıntılı bir kıyamet tasavvuru söz konusu.
Kur’an-ı Kerim’de Yecüc-Mecüc, Dabbet-ül Arz ve Emanet sandığı olarak yorumlanan bir “sekine”den söz edilir. Hadislerde kıyametin küçük ve büyük alametlerinden söz edilir. Küçük alametlerin hemen hepsi gerçekleşti. Sünni gelenekte yaygın olarak “Mehdi” ve “Mesih” inancı da var. Bu şuuraltı insanların korku, umut, hayal ve eylemlerine yön verir. Bu yönelimlerin şiddeti, ateistlerde bile kendini göstermekle birlikte, inancın şiddetine göre en üst seviyeye kadar çıkabilir. Belli bir seviyenin üstünde, istihraçlar, kehanetler, cifir hesapları, yıldıznameler devreye girer. Bu seviyede her inanç topluluğuna göre kehanetler ve istihraçlar vardır. Bu çerçevede kendini yapılandıran inanç toplulukları, ideolojik ve politik, militarist topluluklar vardır.
Vagna Baba ya da Nostrdamus’un kehanetleri, ya da bizdeki geleceğe ilişkin Keşifnameler aslında, genel anlamda, aynı endişelerle, merak ve öngörülerden kaynaklanan esoterik yorumlar değil mi?