Dün nerede kalmıştık.
“Dost” dedim de, “Dost dost diye nicesine sarıldık, benim sadık yarim kara topraktır.”
Sonunda biz ona, o bize sarılacak bir gün. Ruhumuz ise bedel elbisemizi mezar denilen elbise dolabına bırakıp geldiği yere gidecek.
Ebedi hayat karşısında bir göz kapayıp açma zamanı kadar bile bir kıymet ifade etmeyen dünya hayatına gıbta edip ahiretini satan gafillerin vay haline. Hakikatin bilgisine sahip olduğu halde, inkara sapanlardan daha cahil kim olabilir ki!
Artık, her alanda uzmanlara ihtiyacımız var bizim. Şintoistlere, Budistlere, batılılara İslam’ı tebliğ için onların inanç ve tarihlerini onlardan daha iyi bilen müstağriplere ihtiyacımız var bizim. Müsteşriklerden şikayet etme devri bitti. İbranice bilen gençlere ihtiyacımız. Afrika dillerini bilen gençlere, asıl o “kariyer” dediğiniz şey burada!