Kemalistler bizi laikleştiremedi. Ama bugün biz hızla sekülerleşiyoruz.. Hayatımıza yön veren akıl, kutsal dışı, yercil ve yatay ilişkilerle şekilleniyor.
Laikliğe karşı canhıraş bir mücadele verdik, ama aslında ne bizimkiler laikliğin ne demek olduğunu biliyordu, ne de laikliği savunduğunu sananlar laikliğin ne demek olduğunu biliyordu. Bir kör dövüşü idi, bir ömür, hatta bir asır bu kör dövüşü içinde geçti.
Bugün de bir çok kişi, savunan ya da karşı çıkanlar ne laikliği bilirler, ne de laiklikle sekülerizm arasındaki ilişki ve çelişkiyi bilirler.
Ezberlemişlerdir, “Laiklik olmadan cumhuriyet, cumhuriyet olmadan demokrasi olmaz”. Sorsanız demokrasi ile cumhuriyet arasındaki farkı da bilmezler. Cumhuriyetin kelime olarak anlamını da bilmezler. Cumhuriyet Arapça’dır. Restpublicas Latince. Bunun Türkçe’si ne! Kolaylaştıralım “Cumhur” ne demek. Mesela ilahiyatın ne anlama geldiğini anlamak için, “İlah” ne demek onu bilmeniz gerek. İlahiyat o anlamda “İlahçılık” gibi bir anlama gelir. “Cumhur” ne demek? Bir çok kişi “Cumhur”un “Halk” demek olduğunu zanneder. Cumhuriyet “Halkçılık” demek olur o zaman. “Cumhuriyet Halk Partisi” de “Halkçı Halk Partisi” oluyor yani. Hem zaten 6 ok’un biri “Halkçılık”, bir diğeri “Cumhuriyetçilik” olduğuna göre, herhalde ok’u 5’e indirecek halimiz yok.