Sanırım bundan sonra Soçi’den önce, Soçi’den sonra diye yorumlayacağız olayları. Bu Ukrayna’dan gelen tahılların parası Türkiye’de bankalara yatıyor, Akkuyu ile ilgili yatırım harcamaları da Rusya tarafından sağlanacak. Limanda da genişletme çalışmaları yapılıyor. Rusya Erzin’deki demir-çelik ağırlıklı liman projesini, azotlu gübre işi vesilesiyle daha da büyütmek istiyor.
Biz Arab yatırımcı ya da AB’den, Amerika’dan, Çin’den yatırımcı beklerken, bakarsınız Kırım’dan, Kazakistan üzerinden Ruslar Türkiye ile çok yönlü sıcak temas kurabilirler. Bu durum İran, Suriye, PKK, PYD konusunda da etkili olacaktır. Bunun etkilerini iç politikada da göreceğiz. Sadece Millet ve Cumhur İttifakı bağlamında değil, AK Parti içindeki kamplar arasındaki rekabette de göreceğiz. Bunun yansımaları bürokraside de, ekonomide de görülecek. Media üzerinde de etkileri görülecek, STK’larda da! Rusya ile ilişkiler Türkiye’nin Ukrayna politikasını, Doğu Akdeniz politikasını, Libya politikasını da etkileyecek.
Peki bu o kadar kolay mı? Sürdürülebilir mi? Nereye kadar! Bunun seçimlere yansıması ne olacak. Batının buna cevabı ne olacak!
Bunun anlamı şu, artık aktif denge politikasından vazgeçiyoruz, çünkü o günü kurtarmaya dönük, kimseye güven vermeyen politik bir oportünizm olarak görülmeye başladı. Paris’te iklim anlaşması imzala, Ankara’ya gel fosil yakıt kararnamesi imzala, olmayacağı belli idi. Mavi boncuk politikası da çare değildi zaten. Yeni yönelim de oldukça riskli. Bunu kendi insanınıza anlatmak da çok kolay olmayacak.
Bakın Suriye politikasının arkasında Rusya ve İran önemli bir etki ve role sahip. Şii koridoru ve Kürt koridoru, sınırımızda başka bir soruna sebeb olabilir. Bir anda PYD aktif olabilir. Suriye’de Türkiye’den boşalan yere Rusya yerleşirken, ABD ile Rusya arasında da sorun yaşanabilir. İster misiniz, Rusya Türkiye’deki ve Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerdeki Suriyelileri, Rusların kontrolündeki bölgede ve tarım bölgelerinde ucuz işgücü olarak değerlendirmek istesin.
Dikkat Suriye’deki Suudi kontrolündeki Vehhabi unsurlar ve ABD’nin kontrolündeki birtakım etnik ve dini unsurlar bölgede Türkiye’ye karşı sahaya sürülmesin.