Meşhur sözdür “ele verir talkını, kendi yutar salkımı” diye.
Batılıların hali de buna benzedi.. Geçmişte yaptıkları ortada da, “uygar batı” artık tevbe edip, yeryüzünün jandarmalığına soyunmuştu ya, tüm dünyada adalet, barış, özgürlük onlardan sorulurdu hani. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, evrensel değerler olarak kutsanırdı. Mısır’da maskeleri bir kez daha düştü. Darbeye “darbe”, darbeciye “darbeci” bile diyemediler. 12 Eylül sürecinde Özal’ı Evren’e danışman yapmışlardı hani. O zaman paralel yapı Diyanet’le birlikte, TSE damgalı bir dinin sosyolojik tabanını ve teolojisini oluşturacaktı. CHP-MSP koalisyonu ile birlikte, 1. MC, 2. MC döneminde Müslümanlar, iktidar, bürokrasi ve sermaye ile yakın ve sıcak bir temas kurmuştu. Artık onları yok sayamıyorlardı. Onları da bir şekilde sisteme entegre etmek gerekiyordu. Özal bu işin, siyasi, bürokrasi ve sermaye ayağını örgütleyecekti. Ama Özal kontrolden çıktı ve ipi çekildi..