Abdurrahman Dilipak Yeni Akit Gazetesi

Fakir-i pür taksir..

Ramazan’a doğru, dini konulara köşemde inşallah daha fazla yer vermek istiyorum. Kendi nefsimizi hesaba çekme açısından bazı kuralları hatırlatmak istiyorum. Yazdığım şeyler, “ben yapıyorum, siz de...

06 Nisan 2018 | 2.181 okunma

Ramazan’a doğru, dini konulara köşemde inşallah daha fazla yer vermek istiyorum. Kendi nefsimizi hesaba çekme açısından bazı kuralları hatırlatmak istiyorum.

Yazdığım şeyler, “ben yapıyorum, siz de yapın” değil, “dinle ey nefsim” diye başlayan türden şeylerdir. Önce itiraf edelim ve “inni küntü minezzalimiyn” diyelim. Ve unutmayalım ki, biz kendimizi değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.

Kimse kendi nefsinden emin olmasın. Gelecekte Allah’ın bizi nasıl imtihan edeceğini bilmiyoruz. “Korku ile umut” (Havf ve Reca) arasında bir yerde duralım. Ve bilelim ki, bizi gören, duyan, bilen, kadere, rızka ve ecele hükmeden, din gününün sahibi bir Allah var. Hiç kimse rızkından az ya da çok yemeyecek, ecelinden önce ya da sonra ölmeyecek, Allah’ın takdir ettiği kaderinden başka bir kader de yok.

Ehli Suffe geleneğinde, dervişler zengin de olsalar, ihsan, ikram ve cömertlikleri ile ün salarlar ama kendi nefislerine havaici asliye sınırına kadar gerilemiş “fakir” bir hayat yaşarlardı. Kendi fikirlerini ispat derdine düşmezler, kerametleri anlatılarak yüceltilmezler, kendilerini “pür taksir” yani baştan sona yanlışlıklarla malul bir kişi olarak takdim ederlerdi. Şimdikiler kendi nefislerini hesaba çekmek yerine başkalarını “pür taksir” olarak suçlama gayretindeler.

İslam sosyolojik anlamda, “ehli suffe”, “selefi” ve “ehlibeyt” geleneği içinde şekillendi. Biz bu 3 geleneği birbirinden ayırdık ve birbirine karşı savaştırıyoruz!? Her topluluk din büyüklerini sanki İlah ve Rab edindi ve insanlar kendileri gibi düşünmeyenleri tekfir ediyorlar. Aralarında istişare ve şura yapmıyorlar, hakeme gitmiyorlar. Muhkemleri bırakıp, dillerinin ucuna Allah’ın ayetlerini geçirip, müteşabih konularda birbirleri ile tartışıyor ve kendi “zan”larını “muhkem nas” gibi takdim ediyorlar. Kimileri de müteşabih konulardaki farklı yorumları teke indirerek onu muhkem hale getirmek istiyorlar ki, bu da bir fitnedir. Allah bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatini bir gün bize gösterecektir. O gün keskin fetvalar verenlerin boyunları önlerine eğilecektir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda vaktidir 01 Eylül 2022 | 7.669 Okunma Devlet adamına saygı 31 Ağustos 2022 | 2.135 Okunma Yasa yapmak 30 Ağustos 2022 | 905 Okunma Bana güven, gerisini merak etme sen 29 Ağustos 2022 | 3.081 Okunma Çorba sever misiniz? 28 Ağustos 2022 | 1.603 Okunma