Tarih hep tekerrür ediyor. Demek ki, ibret alınmıyor. Daha sonra yine şöyle yazacağız; “Demedik mi, uyarmadık mı?” Birileri de diyecek ki, “haklısınız, anlamadık” ya da, “niye daha ısrarla bizi uyarmadınız?” Birilerinin gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki! Fildişi kulelerinde kurguladıkları dünyada yaşayan birileri, biraz da gerçeklerle yüzleşmekten korkularından, halkın güvenini istismar ederek, insanlardan kendi fantezilerine inanmalarını bekliyorlar.
Adalet konusunda siz ne derseniz deyin, mahkemeye yolu düşen birilerinin çevresine anlattıkları ya da adil bir avukatın, savcının, hakimin, emniyet müdürünün çevresine anlattıkları, politikacıların propagandasından çok daha etkilidir. Bırakın muhalefeti, kendi çevrenizdeki insanlardan söz ediyorum.. Ya da, her seviyede, mahalle pazarından alışveriş eden “Ayşe teyze”den, halden mal alan esnaftan, sanayide çalışan ustabaşından dinleyin ekonomiyi. Makro ekonomik hesaplardan ibaret değil ekonomi. Dolar...