Biz zamanlar Padişah Cuma selamlığına giderken, orada bir münadi bağırırdı: “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var.” Aslında kibir konusunda bir uyarı ve Allah’ın hatırlatılması güzel ve önemli.
Sanki bana bu söz kalıbı şöyle olsa daha iyi olurdu gibi geliyor “Gururlanma hünkârım, nefsin seni yenmesin”. Hiçbir şey Allah’la kıyaslanmaz, O’na nisbet edilmez. Yani Sultanla Allah arasında sanki başka bir büyüklük derecesi yokmuş gibi bir anlam çıkmaması konusunda dikkat etmek gerek. Allah (c.c) masivadan münezzehtir.
Bir zamanlar bizde de hadsizlik ve densizlik edip, batılıların Papa için kullandığı “Zıllullah” kelimesini bizde de padişahlar için kullanmaya kalkıp onlardan bazıları da bu sıfatı sevip, çevresindekilere “Kullarım” diye hitap etmeye başladıklarını unutmayalım. Tarihte “Tanrı-Krallar” da vardı. Gregoryen takviminin Ağustos ayı, Tanrı Kral Agustos’a adanmış bir ay değil mi idi.
Hatta “Allah’ın halifesi” kelimesini bile “Mecazi” olarak kullanmamız gerek. “Seyfullah”, “Hablullah” denilmesinde olduğu gibi. Kimse bu sıfatları kendi ile mukayyed olarak görüp anlamamalı.
Agustos tapınaklarından biri de biliyorsunuz, Ankara’da Hacı Bayram Camii’nin yanında bulunuyor. Oradaki sütunlar ve tarihi kalıntılar Agustos tapınağına ait.
Biliyor olmalısınız, Tarsuslu Saul, yani Hristiyanlığı kuran şu nam-ı diğer Pavlus, Vatikan’a giden yolda, Hatay’dan sonra ilk durağı Konya oldu. 2. durağı bu Ankara’daki Hacı Bayram’ın yanındaki Agustos tapınağı, 3. durağı İzmir ve çevresindeki 7 kilise, oradan Selanik. 4. durağı Kayseri. Roma polisi onu Tarsus’ta yakaladı ve Roma’ya götürdü ve Roma daha sonra Hristiyan oldu! Katolik Hristiyanlık Hz. İsa’ya nisbet edilse de, gerçekte Pavlus’un imal ettiği bir dindir. İsa şeriatının Hristiyanlık olarak yeniden yapılandırıldığı, reforma tabi tutulduğu yer de Hatay’dır.