Abdurrahman Dilipak Yeni Akit Gazetesi

Hicri takvim ve yanlışlardan yanlış beğen

Bugün Hicri yılbaşı.. Hicretin yıldönümü.. Takvim devrimi ile aslında Miladi takvim kabul edilmedi. Zaten Osmanlı yurdunda Miladi/Kameri takvim de vardı. Hicri takvim yasaklandı. Aslında Miladi takvim “Gregoryen...

02 Ekim 2016 | 1.757 okunma

Bugün Hicri yılbaşı.. Hicretin yıldönümü.. Takvim devrimi ile aslında Miladi takvim kabul edilmedi. Zaten Osmanlı yurdunda Miladi/Kameri takvim de vardı. Hicri takvim yasaklandı.

Aslında Miladi takvim “Gregoryen takvim”dir ve kilise tarafından üretilmiştir. Milad olarak Hz. İsa’nın doğumunu esas alır. Hicri takvim ise Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç olarak alır.

Yaz saati, kış saati.. Ortada sıradan bir “norm” sorunu var. Yüzünüzü nereye döndüğünüzle ilgili bir durum söz konusu. Allah, asra ve arşa yemin etti.. Zaman ve mekanı anlamadan bir çok ibadetinizi gerçekleştiremezsiniz.. Zamanı ve mekanı ölçseniz de, ölçmeseniz de, tanımlasanız da, tanımlamasanız da o kendi mecrasında akıp gider..

Bizim geleneğimizde zaman, ay ve güneşe göre hesaplanır. Bunun için şemsi ve kameri takvimler kullanılır. Mekânı tanımlarken “iki doğu ve iki batı”dan söz ederiz ve biliriz ki, Doğu da, Batı da, başlangıç da, son da O’dur.

Saati ilk bulan biziz. Ve saati bulduğumuzda ezani saat uyguluyorduk.

Bizim günlük ibadetlerimiz güneşe, yıllık ibadetlerimiz ay’a göre yapılır.. Bizim için istikamet önemlidir.. Mekke “sabite”dir, ben “muharrik”im. İlk sabitemiz Kudüs idi.. İki sabite arasında bir çizgi çekerseniz, onun dünyanın sıfır noktası ile kesişmesi İstanbul’da Ayasofya’nın kubbesinin tepe noktasında olur.

Ayasofya’nın nirengi noktası sarnıcın üzerinde bir nokta. Kuzey kutbundan ya da güney kutbundan sıfır noktasından çıkarsanız İstanbul’daki bu nirengi noktasına ulaşırsınız. Ayasofya’nın kubbesinde Mekke-Kudüs hattı, Kuzey Güney çizgisi ile kesişir..

İster yaz, ister kış saati kullanın bunlar kozmik bir değer ifade etmez. İzafi ve sadece o günün işini kolaylaştırmak için “uydurulmuş” takribi bir ölçüdür.. Zamanın bize uyması değil bizim zamana uymamız esastır.. “Ölçü ve tartıya uymak” gerekir..

Tevbe 36’nın bizim hayatımızdaki karşılığı nedir? “Haram aylar”ı takan var mı?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda vaktidir 01 Eylül 2022 | 7.669 Okunma Devlet adamına saygı 31 Ağustos 2022 | 2.135 Okunma Yasa yapmak 30 Ağustos 2022 | 905 Okunma Bana güven, gerisini merak etme sen 29 Ağustos 2022 | 3.081 Okunma Çorba sever misiniz? 28 Ağustos 2022 | 1.603 Okunma