Öyle anlaşılıyor ki, birileri işinin görülmüş olmasını istiyor. Onun helal olup olmadığı çok da umurlarında değil. “Gemisini yürüten kaptan”, o geminin nasıl yürüdüğü pek umurlarında değil sanki. Bu tür insanlara kızar gibi gözükse de kıskanır aslında. Hele onu kendinden daha akılsız, daha yüksek ve zengin görüyorsa! Yalancıya da kızmazlar. Çünkü kendisi de yalancıdır bu tiplerin. “At hırsızı” olacaksın, ötekinin kılıcını elinden alacaksın!. Birileri eğer bir şeyler yapamıyorsa, “iş bilmezliğindendir” derler! Çünkü “Adamını bulacak” “hürmet”ini vereceksin!.
Toplumlar sürüleşmişse rüzgarın savurduğu yere, koyunlar boynuzlu koçun gittiği yere, develer eşeğin peşinden, sürüler çobanın güttüğü yere, önüne konulan yeşil otun peşinden gider. Onun için bize “Raina demeyin, unzurna deyin”, “din (ve siyaset büyüklerini ve Allah’tan başka hiç kimseyi) İlah ve Rab edinmeyin” denmiştir ama kim dinler.
İnsan, “ekmel-i mahlukat, eşref-i...